Varken, elini tutamamak, acı bu olsa gerek…
Varken,
elini tutamamak, acı bu olsa gerek…
‘’Senin hissettiklerini hissediyorum’’ , ‘‘acılarını
paylaşıyorum’’ gibi gibi teselli eden kelimeleri
hepimiz yaşamımız da ara ara acılar için de olan eşimize, dostumuza, arkadaşımıza
söylemişizdir.
Peki, gerçekten karşımızda ki kişinin yaşadığı
kederi içleştirip acısını hissettiğimizi söyleyebilir miyiz?
Bireyin verdiği tepkilerin altın da mutlaka bir
yaşanmışlık öyküsü vardır. Eğer siz o öyküyü hayatınızın içinde yaşamamışsanız
asla karşısındaki insanın acısını aynı şekilde hissedemezsiniz sadece ‘‘mış’’
gibi yapabilirsiniz ki bu da çok doğal bir davranıştır.
Nasıl, bir film, müzik ya da bir olay her insan da
farklı tepkilere neden oluyorsa, acılara vereceğiniz tepkilerin de farklı
olması kadar doğal bir davranış olamaz.
Babası olan bir insan, babası ölen arkadaşının
acısını teskin etmeye çalışabilir, bunu onun gibi hissedip paylaşamaz…
Evcil hayvanı olmayan bir insan, evcil hayvanı öldü
diye üzüntü yaşayan arkadaşının acısını, bırakın hissetmeyi, için için onunla
dalga bile geçer. Çünkü onun için, o sadece bir hayvandır ancak büyütüp bakan
sahibine göre, ölen bir can, evlat, arkadaştır.
Anlayacağınız, siz
yaşamadığınız sürece kimsenin acısını, yoksulluğunu, çaresizliğini, biçareliğini asla ne anlar, ne de
içselleştirebilirsiniz.
Kimse özgürlüğünü, sağlığını, sevdiğini kaybetmeden
bütün bunların ne kıymetini bilir, ne de acısını hisseder.
Bazı insanlar televizyondaki dramaya hüngür hüngür
ağlar ya da bir cenaze de, cenaze sahibi kadar kendini paralar, perişan eder. Bunların
tek nedeni bireyin geçmiş yaşamıdır. O aslın da televizyondaki drama sahnesinde kendine ağlıyordur, cenaze de cenazenin kim olduğu hiç önemli değildir. Aslın
da o,kendi kaybına ağlıyor, kendi yaşadıklarının tekrar acısını yaşıyordur.
Bugün anneler günü, bu günlerin çok abartılı
kutlanmasına hep karşıyımdır çünkü anne ya da babası olmayan insanların
acılarını kanatmaya hiç birimizin hakkı yok, diye düşünüyorum.
Ve şimdi…
Bence salgından dolayı belki diğer acıları
içselleştiremesekte, annemizin babamızın
aylardır yanına gidememenin hüznüyle bir anneler günü kutlanırken, onlarsız
olmanın acısını biraz da olsa içselleştirdiğimize inanıyorum.
Annemden onun sağlığı adına uzak olmam, annem kadar
sevdiğim bir insanı kaybetmem, annesizliğin ne acı verici bir durum olduğunu
hissetmemi sağladı ki hiç olmazsa görüntülü konuşma olanağımız olmasına rağmen.
Geçen gün annemi ne çok özlediğimi düşünürken, gözlerimden
süzülen yaşlara hâkim olamamak,
Boğazıma bir yumruğun oturması,
Sanki sonsuza kadar gitmişliğin o korkunç boşluğu,
Ve onu bir daha göremeyeceğimin verdiği derin acı,
Hepimiz sevdiğimiz insanları zaman için de kaybettik
bu acıları geri dönüşü olmayacak şekilde yaşadık.
Korona, bana
bu acıyı yaşatırken geri dönüşün kıymetini bilmemi sağladı ve bir kez daha bu
özel günlerin abartılmaması gerektiğini fark ettirdi.Ben her babalar günün de
kutlamaları okurken acımı tekrar yaşıyorsam, bugün anneler gününde de annesi
olmayanların tekrar tekrar bu acıları yaşadığını biliyorum ki bu yazıyı anneler
gününden bir gün önce yazarken sanal paylaşım sitelerin de sevimli
kutlamalardan çok, acı çeken hiç büyümemiş o çocuk ruhların hüzünlü
paylaşımlarını okumaya başladım bile…
Evet, anne, baba hayatımız da bizlerin için çok önemli
iki varlık. Hala ellerini tutabilirken, onların kıymetini bu salgında sanki bir
kez daha anladık. O halde bugün annelerimiz elimizden kayıp gitmeden onları ne
çok sevdiğimizi söylemeyi lütfen ihmal etmeyelim olur mu?
Ben anacığımın o pamuk ellerinden öpemesem de yeşil
gözlerine bakıp ‘‘annem seni seviyorum’’ demeyi ihmal etmeyeceğim…
Bu korona bize çok şeyler öğretti en önemlisi ‘‘varken
elini tutamamanın acısını…’’
Öncelikle aramızdan daha ayrılalı 10 gün olan canım
Müfide teyzemin ve vefat eden annelerimizin ruhları huzur bulsun derken, bütün
annelerimizin ‘‘Anneler Günü’’ nü kutlarım!
Bu yaşadığımız salgın aslında insanlığımızın da
sınavıdır, bu sınav da değerlerimizin, sevdiklerimizin, özgürlüğümüzün, sağlığımızın
da notunu alırken, sevdiklerimizi kaybetmeden sıkı sıkı sarılmamızın tecrübesini
de yaşıyoruz.
Giderken değil yanımızdayken kıymet bilme dileği ile…
Şimdilik her zaman olduğu gibi hoşça kalın akıl ve
beden sağlığınızı korumaya çalışın!
Yorumlar
Yorum Gönder