Bir yerden tanıdık geldi mi?

Bir yerden tanıdık geldi mi? Bugün ders notlarımdan bir alıntıyla yazıma başlamak istiyorum. Otoriter Rejim nedir? Ki hepimizin bir fikri vardır bu konuda benim kisi naçizane sadece bir hatırlatma. Otoriter Rejim Kavramı Ufak bir zümrenin devlet yönetimini topluma karşın anayasal bir sorumluluğu olmadan elinde tuttuğu siyasal sistemlere otoriter rejimler denir. Siyasal sistemler arasında tarihi en eski sistemdir. Oysa otoriter rejimler tarih boyunca farklı coğrafyalarda ve farklı şekillerde ortaya çıkmışlardır. 20. yüzyıl süresince batılı devletlerin sömürgelerini kaybetmesi sonucunda dünya siyasi sahnesine düzinelerce yeni ülke girmiştir. Dekolonizasyon bir sömürge devletin bağımsızlığını kazanma sürecine verilen addır. Modern otoriter rejimlerde görülen bu çeşitlilik siyaset bilimcilerin dikkatini çekmiştir, konunun öncülerinden Juan Linz (1970) otoriter rejimleri totaliter rejimlerden ayıran özellikleri üç ana noktada toplamıştır. Otoriter rejimlerde Siyasal katılma sınırlıdır. Halkı siyasal olarak seferber (mobilize) edecek ve sistemi bir arada tutacak kapsamlı bir ideolojik yapı yoktur. İktidardaki kişi veya grupların erkinin görece olarak sınırlı ve tahmin edilebilir olması söz konusudur. Otoriter Rejim Türleri Otoriter rejimlerin uzun tarihsel geçmişi, siyaset bilimi repertuarına birçok farklı otoriter rejim türü sokmuştur. Otoriter rejimlerde rejimin kurallarını ve devletin asli görevlerinin nasıl yürütüleceğini kim belirler? Askeri Cunta yönetimi, Tek-Parti yönetimi, Lider temelli dikta yönetimi. Otoriter Rejimlerde Devlet-Birey İlişkileri Otoriter rejimler yönettikleri halk üzerinde geniş bir kontrol sağlamak için üç ana yola başvururlar: Baskı kurma Sisteme bağlama Lider kültü yaratma Denetim: Otoriter rejimler yönettikleri halk üzerinde geniş bir kontrol sağlamak için üç ana yola başvururlar: Çeşitli devlet organları yoluyla baskı kurma Bireyleri sosyoekonomik politikalar üzerinden çıkar ilişkisi ile sisteme bağlama Sistemin başındaki diktatör veya liderin gerek karizması gerek devletin iletişim kanalları yoluyla bir lider kültü yaratma. Peki, bu tanımlar size tanıdık geldi mi? Tek yazabileceğim, demokrasi için onlarca canın vebalını bizler nasıl yükleyeceğiz omuzlarımıza ve onların “a hıyla” her birimiz nasıl can vereceğiz? İnanın ben bu soruların cevabını kendime veremiyorum. Bir toplum üç şekilde susturulur biri açlık,biri cehalet, biri de gelecek kaygısıyla siyasal baskı… Lütfen artık aydınlanma zamanı ve her birey bundan sorumludur. Ne mi yapabiliriz? Sadece anlatın, hiç yorulmadan anlatın. Beğendiğiniz bir eşyayı nasıl anlatıyorsanız, sattığınız malı ya da hizmeti hiç yorulmadan anlatıyorsanız sadece anlatın! Çünkü şehitlerimize, atalarımıza, Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e Türk Milleti’nin bir borcu var… Şimdilik her zaman olduğu gibi hoşça kalın, akıl ve beden sağlığınızı korumaya çalışın!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Dünün Ardından…

Neden Küpe Takarlar?

Hadi Yine İyiyiz…