Bir gazoz hikayesi...

Bir gazoz hikayesi... Özellikle belli bir yaşın üstünde olanlar için “gazoz” sözcüğünün anlamı ve anısı çoktur, diye düşünüyorum. Çok küçükken mahalle aralarında gazoz satanları hatırlıyorum. Tezgahta metal bir kazan ve çeşmesinden şerbet satar gibi gazoz satıldığını hayal meyal hatırlarım. En net gazoz anım, açık hava sinemasın da ki bize en yakın Sular Sinemasıydı, annem sıra sıra bizi sıralar ve elimizde çekirdeğimiz, beyaz gazozumuzla tahta sandalyelere dizilir o dönemin en gözde filimlerini seyre dalardık. Hatta hızımızı alamayıp bir bardak suya karbonat, şeker karıştırıp kendi gazozumuzu yapardık. Keyifli, gülümseten bu tür gazoz anısı olan çoktur. Şimdi gazoz nereden çıktı derseniz? Elbette Mete Gazoz'un birinciliği... Mete Gazoz'un olimpiyat başarısıyla bunların yanına başka bir mutlu çağrışım da eklendi ama biz gazozun 10 yüz bin milyon baloncuklu tarihinin çocuklarıyız. Peki, bu çok sevdiğimiz gazozun tarihine bir göz atalım mı? Yüzyıllardır gazlı kaynak sularını içmenin, bu sularla banyo yapmanın türlü hastalıklara iyi geldiğine inanıldığından, ABD ve Avrupa’da gazlı sular ilk önce eczanelerde satılmaya başlanmış. ABD’de ilaç niyetine satılan bu içeceklere fosforik asit, striknin, kafein, kokain, kinin ve demir gibi çeşitli, hatta narkotik özellikleri olan maddeler serbestçe katılabiliyormuş. 1906’da bu maddelere kanuni kısıtlamalar gelince, o zamana dek hayli gelişmiş olan içecek endüstrisi, alışkanlık yaratması için şekere ve aromalara yüklenmiş. Bizde ise 19. yüzyıl sonlarında, Sultan 2. Abdülhamid döneminde bazı gayrimüslimlerin İstanbul’da gazozhane açtıkları biliniyor. İlk gazoz fabrikası 1890’da Karaköy, Beyoğlu’nda Niğdeli işadamı Aleksandr Mısırlıoğlu ve ortakları Ligor Bazlamacıoğlu ile Leon Şar tarafından kurulmuş. Mısırlıoğlu gazozunu İstanbul’da 1908’de “Hasan Bey” ve “Hürriyet”, 1917’de “Neptün”, 1923’de “Beyaz Rus” ve “Cumhuriyet” gazozları takip etmiş. 1960’larda 1000'e yakın yerel gazoz markası olduğu söyleniyor. Gazozhane cenneti Beyoğlu’nda başlayıp kısa süre sonra Anadolu’ya yayılan ve her şehrin kendine özgü tatlarıyla üretilen gazoz markaları, 1964'te iki yabancı kola markasının pazara girmesiyle, Tekel’in etkisiyle ve gazoz imalatçılarının önemli bir kısmını oluşturan gayrimüslimlerin girmesiyle bizim klasik gazozun rengi de tadı da değişime uğramış ve çeşitlendikçe çeşitlenmiş. Şimdi ise benim gazoz dediğim, satışta gazlı içeceklerin alkollüsü dahil envaye çeşiti evlerin has içecekleri haline geldi. Ancak beyaz gazozu ve hatta Ankara gazozunu hiç bir içeceğe değişmem ve artık gazoz dendiği zaman yüzümüzü güldürecek bir bahanemiz daha çıktı... "Mete Gazoz" Yolun açık olsun evlat... Şimdilik her zaman olduğu gibi hoşça kalın, akıl ve beden sağlığınızı korumaya çalışın!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Dünün Ardından…

Neden Küpe Takarlar?

Hadi Yine İyiyiz…