Çocuklarda Korku...

ÇOCUKLARDA KORKU Her insan yaşamı boyunca korku hissini zaman zaman yaşar. Çocuklar için de korku gelişimlerinin bir parçasıdır. Birçok korku çeşidi geçicidir, gelişimle ilgilidir. Çocukların kendilerini tehdit eden uyaranlara gösterdikleri normal tepkilerdir. Bu gelişimsel korkular, günlük yaşamın sürdürülmesini etkilemezler. Bazı korkular, belli yaş dönemleri için normal sayılır; örneğin, bebeklik döneminde yüksek sesten ve fiziksel desteğin aniden yitirilmesinden korkulması doğaldır. Bebeğin yaklaşık 8. ayda geliştirdiği ve 1 – 1,5 yıl kadar sürebilen yabancı korkusu da normal kabul edilir. Bu "normal" sayılan korkular, çocuğun günlük yaşantısını devam ettirmesine engel olmadığı sürece doğal karşılanmalıdır. ÇOCUKLAR YAŞLARINA GÖRE NELERDEN KORKARLAR 2 yaş : Seslerle ilgili korkular (tren,kamyon, gök gürültüsü,sifonun çekilmesi, elektrik süpürgesinin çıkardığı sesler, karanlık, büyük eşyalar, koyu renk eşyalar, şapkalar) 2,5 yaş : Oyuncağın ya da yatağının yer değiştirmesi, annenin uykuya geçişte yanından ayrılması, birinin yan kapıdan girmesi gibi alışılagelmişin dışında yapılan hareketler. 3 yaş : En çok görsel korkular söz konusudur. (Karanlık, hayvan, polis, anne- babanın gece sokağa çıkması) 4 yaş : Seslerle ilgili korkular vardır.(Motor gürültüsü, karanlık,yabani hayvanlar,annenin evden ayrılışı) 5 yaş : Daha çok görsel ve somut korkular söz konusudur. (Düşme,bir yerini incitme, karanlık korkusu,annenin eve dönmeyeceği korkusu ) 6 yaş :Korkuların daha yoğun görüldüğü bir yaştır. Özellikle seslerle ilgili korkular söz konusudur.(Kapı zili,telefon,böcek ya da kuş sesi ) hayalet, cadı korkusu, yatak altında birinin saklanabileceği korkusu, kaybolma korkusu,su, ateş, fırtına, şimşek, yalnız uyuma,eve gelince anneyi bulamama, kaybetme korkusu, başkalarının onu döveceği korkusu söz konusudur. Bu yaşın genel bir özelliği de ciddi incinmelerde cesur ama küçük incinmelerde (parmağa kıymık girdiğinde ) fazlasıyla panik yaşanmasıdır. 7 yaş : Bu yaşta da pek çok korkular vardır. Karanlık, bodrum, tavan arası korkusu, gölgeleri hayalet, cadı gibi algılama , savaş, hırsız, dolap içinde ya da yatak altında birinin saklandığı düşünceleri vb korkular söz konusudur. Okuduklarından, televizyonda gördüklerinden fazlasıyla etkilenme, endişelenme görülür. 8 - 9 yaş: Bu yaşlarda endişe ve korkular daha azdır.Daha gerçekçi korkular, bir şeyi yapamamak, okulda başarılı olamamak,arkadaşları tarafından dışlanmak gibi kişisel endişeler söz konusudur. 10 yaş :Genelde 1-2 yıl sonrasına göre korkuların daha az olduğu bir yaştır. Hayvanlardan özellikle yılandan korkulur. Bu yaşta yükseklik,yangın,kötü adam korkusu da söz konusudur. KORKU TEPKİSİ NASIL GELİŞİR Ülkemizde, korku evde, okulda bir disiplin aracı olarak sık kullanılmaktadır.”Beni üzersen hastalanıp ölürüm, annesiz kalırsın!” ,” Seni disipline vereceğim, başka okula gidersin!“ gibi sözler çocukları içten içe tedirgin ederek ,bir süre için sindirebilir. Buna benzer; çocuğu suçlama, sindirme ve kendine acındırma yaklaşımları çocukta korkunun gelişmesine neden olmaktadır. Kimi evde çocuk, korkutulmadığı halde ürkektir, korkaktır. Anneler çocuklarını hiç korkutmadan eğittiklerini söylerler, ancak temelinde annenin kendisinin birçok korkusu olduğu ortaya çıkar. Örneğin annenin; yanlarına kedi köpek yaklaşınca ürküp sıçraması, evde böcek görünce çığlığı basması, kocası evde yokken çocuklarını yanına almadan yatamaması gibi davranışlar içinde olması, çocukta korku duygusunun oluşmasına neden olabilir. Korkutma yönteminin hiç kullanılmadığı evlerde sıklıkla görülen başka bir durum da, aşırı koruyucu ve kollayıcı tutumdur. Bu tutumla yetişen çocuğa, "Aman düşersin!" , "Çocuklara sokulma döverler.", " Sen karşıya geçemezsin, dur ben geçireyim." diyerek çevrenin tehlikelerle dolu bir yer olduğu inancı aşılanır. Çocuk adım atsa yanında birisi vardır ve yardıma hazırdır. Özgürlüğü bu denli kısıtlanmış bir çocuk, neyin tehlikeli, neyin tehlikesiz olduğunu öğrenmeye olanak bulamaz. Her şeyden ürker, kendi gölgesinden bile korkar. Kimi evlerde sık başvurulan bir yöntem de ,Tanrı' yı yardıma çağırmaktır; "Sus, Allah baba seni taş eder! Çarpılırsın! Allah her yaptığını görür! vb.gibi". Bu yönteme sık sık başvurulması, çocuğun kendini kötü hissetmesinin yanında, Allah’a karşı öfke ve korku duyguları geliştirmesine yol açabilir. ÖNERİLER Çocuğunuzun korktuğu şeyleri bulmaya çalışın.(Karanlıktan mı, garip seslerden mi?)Korkusuna saygı gösterin. Onu dinleyin ve anlayışla karşılayın. Çoğu korkunun geçici olduğunu kendinize hatırlatın. Çocuğunuz korktuğunda onunla alay etmeyin ve korkusunu küçümsemeyin.(Erkek adamsın,korkacak ne var gibi sözleri kullanmayın.) Korkularından başkalarının yanında söz edip onu küçük düşürmeyin ve utandırmayın. Korkuları karşısında sabırsızlanıp ona bebekmiş gibi davranmayın. Çocuğunuzun hazır olduğunu hissetmiyorsanız korktuğu nesne ya da durumla yüzleştirmek için asla acele etmeyin. Ona yardımcı olmaya çalışmadan önce uygun bir süre korktuğu durumdan geri çekilmesine fırsat tanıyın. Korktuğu duruma tekrar alışabilmesi için ufak adımlarla yaklaşmasını sağlayın. (Yüksekten korkuyorsa az yüksek yerlere çıkarmakla, köpekten korkuyorsa köpek yavrusunu sevdirmekle , sabundan ve yıkanmaktan çekiniyorsa başlangıçta sadece sırtını sabunlamakla işe başlayabilirsiniz.) Çocuğunuzun korkusunun belirli yaş dönemlerinde çocuklarda görülen korkulardan olup olmadığını öğrenin. Yaş düzeyinde bir korku ise üstünde durmayabilirsiniz. Aşırıysa ve zamanla geçmiyorsa bir uzmanla görüşmeniz yararlı olabilir. (“Çocuklarda Görülen Davranış Sorunları ve Özel Eğitim Gerektiren Durumlar” kitabından alıntıdır.) Unutmayın! Bizler bilinmeyenden korkarız ve rutinlerimizden farklı, güven alanımızdan uzaklaştığımızda daha çok korkarız. Korku… Öğretilen bir kavramdır. Şimdilik her zaman olduğu gibi hoşça kalın, akıl ve beden sağlığınızı korumaya çalışın! Seray LEVENT ÖZGECAN ÇOCUK YUVASI ve KULÜBÜ 1505647430754_IMG_1894.JPG ‪0322.4582496-4583053‬ http://www.ozgecancocuk.com http://www.facebook.com/ozgecancocuk

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Dünün Ardından…

Neden Küpe Takarlar?

Hadi Yine İyiyiz…