Engelli kardeşlerim size sesleniyorum…

Engelliler günü geldi geçti, ne oldu? Fotoğraf karelerinde, her şeyin yolunda olduğunu (sandığımız) sevimli pozlar, şenlikler, eğlenceler gördük. Vicdanımızı rahatlattık ve geldi geçti… Sahi öyle mi? Her seçimlerde olduğu gibi kaldırımlar, yollar yıkıldı yıkıldı, tekrar yenisi aynı hatalarla yapıldı. Belediyeler çalışıyor… Ey… Maşallah! Engellilerin sürekli adı değişti. Dezavantajlı bireyler dendi. Sakata, bedensel engelli dedik, köre, görme… İyide isimler şirinleşince onların hayatı da kolaylaştı mı? Mümkün olduğunca benden daha az şanslı insanlara elimden geleni yapmaya gayret ederim. Onları anlamaya çalışırım, ancak işin özünün bu olmadığını bir ayak burkulmasıyla yaşayınca muhabbetin, isimleri şirinleştirme ya da hoppa eller havada diyerek birkaç gün, günü kutlamayla olmadığını acı bir şekilde yaşadım. Bakın size özellikle sonradan engelli olan vatandaşın gün içinde yaşadıklarını sıralayacağım işte o zaman belki neden tepkili olduğumu anlarsınız. Geçen haftalarda sabah okula giderken ayağım burkuldu, ilk yardımı yapıp dersime girdim, önemsemedim. Akşam olunca ağrı çoğalınca “bu burkma değil” diyerek hastaneye gittim. Meğer ayak bilekten çatlamış. Alçısı alındı, “sağ yağa basma” dendi, “haftaya kadar alçıda kalacak” bilgisiyle eve yollandım. “İyi de ben öğretmenim, bu iş nasıl olacak” derken kendimce çözüm buldum. Her gün öğrencilerin geleceği saatte okula gidip, ilkokulun derslerine yardım edip iş bitince de yine eve dönerim diyerek, planımı yaptım. Hani çalışanlar patronluğa heves eder ya…. Bence hiç heves etmeyin, zira çalışan olsam alırım raporu olay biter. Hem işletmeci hem müdürseniz bu çok zor. Okul da herhangi bir olumsuzlukta sizin ayağınız kimsenin aklına gelmez açarsınız gözünüzü adliyede. Neyse plan tamam. Evim ile kurum arası iki sokak, öğlen taksi geliyor 80.00 TL. Akşam okuldan alıyor 80.00TL oldu mu günlük 160.00 TL ki hayatı ömrümde günde 160.00TL harcadığımı hatırlamıyorum. Neyse maddi tarafı ayrı, en önemlisi fiziki kabusu…. Apartman girişi 5 basamak inmek dert, çıkmak dert….Orayı hallettin kaldırım gibi kocaman engelli aşabilmek gerçekten zulüm. Mesela kaldırımların bu kadar yüksek olduğunu, yaya kaldırımlarının bu kadar eğri büyrü olduğunu, aslında fiziksel engelli vatandaşın bu ülkede yaşam alanı olmadığını, eğer başıma bütün bunlar gelmeseydi asla bilemeyecektim. Peki, engelli dernekleri, kuruluşlar bu konuda nasıl bir kamu oyu oluşturdunuz? Bu ülkeye vergisini ödeyen bütün engelli kardeşlerim Lütfen! Sizin yaşam kalitenizi yükseltmek için çalışma yapmayan, sizi görmezden gelen, kaldırımları, yolları, sokakları sanki engelli vatandaşlarımız yok muş gibi düzenlemeyen hiçbir yönetime oy vermeyin artık… Çünkü siz aslında oldukça fazlasınız ve yaptırım gücünüz herkesten çok… Ben bugün yarın iyileşeceğim, ancak sizler bir ömür zaten zor olan yaşamınızda bir de yaşayabilmek, işe gidebilmek, ihtiyaçlarınızı karşılamak için bin kat zorluğu yaşamaya devam edeceksiniz. Zor hayatınızın kolaylaşması için söz sizde… Şimdilik her zaman olduğu gibi hoşça kalın, akıl ve beden sağlığınızı korumaya çalışın! Seray LEVENT ÖZGECAN ÇOCUK YUVASI ve KULÜBÜ 1505647430754_IMG_1894.JPG ‪0322.4582496-4583053‬ http://www.ozgecancocuk.com http://www.facebook.com/ozgecancocuk

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Dünün Ardından…

Neden Küpe Takarlar?

Hadi Yine İyiyiz…