Tek Derdimiz Bayan Olsun…

Şimdi “bu kadar önemli gündemler varken, ortalık yangın yerindeyken, nerden çıktı bu “bayan” sohbeti” dediğinizi duyar gibiyim… Olsun, arada benim gibi gündemden farklı düşünceleri de okumak belki bazılarınıza iyi gelecektir. Malum memleketimde çorundan çocuğuna herkes ekonomist, siyasetçi, psikolog, eğitim bilimi uzmanı. İnternete girdiğiniz de mutlaka eğitim ile ruh bilimi ile ilgili sürekli dönen bursları, kursları görebilirsiniz. Bugün “bayan” kelimesi hakkında yazmamın nedenine gelince, geçenler de Ayşe Arman’ın bir paylaşımına rastladım. Bir konu üzerine yorum yazmış ve o da “bayan” kelimesine takılıp kalmış. Memlekette bunca sorun varken neden, bu kadar kelimelere takılırız bir türlü bilmem… Çocukken “bayan” dendiği vakit, bayanın baydan türeyen ve kadınların detaycı oluşlarına bağlı çok konuşup, insanları baydıklarından ileri geldiğini düşünürdüm. Komik değil mi, çocukluk işte… Mesela bana hanımefendi denmesinden hiç haz etmem. Zira “ben kimsenin efendisi değilim ki hanımefendi olayım” diye düşünürüm. Genç bir erkek ya da kız çocuğuna; kadın, erkek denmesi de tuhafıma gider. Zira cinsiyet belirleyici bu kelimeleri kullanmanın mantığı nedir? Ayrıca kadın, olgun yaşa gelmiş, evlenmiş hanımlara denmelidir diye de düşünürüm. Hiç kızım olmadı ancak daha 16-17 yaşında genç bir kızım olmuş olsa ve birileri “hey… kadın” diye hitap etse, galiba kavga çıkartırım. Kadın… Oldukça kaba bir hitap şekli gibi sanki… Yani anlayacağınız bay ve bayan kelimeleri en azından cinsel kimliği ortaya çıkarmayan masum bir kelime gibi geliyor bana… Ve bayan kelimesinin çıkışını, Ata’mızın neden “baylar, bayanlar” dediğini araştırmış olsaydınız zaten dönüp dönüp bu kelime takılmazdınız. Feminizmi yanlış algılayanlar, gerçekten Atatürk’ün yaptıklarını anlamayanların aslında ayrıştırma ve farklı olma çabasıdır, “bayan mı dedin, kadın mı dedin” muhabbetleri. Bayan… Ne anlamlı, ne güzel bir kelime aslında ve cinsiyet eşitliğini sağlamaya çalışan bir kelime, o yüzdendir ki Mustafa Kemal Atatürk, "baylar" ve "bayanlar" terimlerini cinsiyet ayrımını kaldırmak amacıyla Türk Dil Kurumu'nun kuruluşunda, 12 Temmuz 1932'de gerçekleşen toplantıda kullanmıştır. Bu toplantıda, dildeki cinsiyet ayrımına son verilmesi ve "bay" ile "bayan" terimlerinin kullanılması kararı alınmıştır. Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye'de cinsiyet eşitliğine vurgu yaparak toplumda kadın ve erkek arasında eşitliği teşvik etmeyi amaçlamıştır. "Baylar ve Bayanlar" hitabı, toplumun her iki cinsiyetine de eşit bir şekilde hitap etmeyi ve kadınların sosyal yaşamda daha aktif bir rol oynamalarını teşvik etmeyi hedeflemiştir. Özellikle de “ben Atatürkçüyüm” diyenlerin bir şeyleri araştırmadan veryansın etmesine şaşkınım. Peki, neden, Gazi Mustafa Kemal Atatürk dildeki cinsiyetçiliği ortadan kaldırma dışında,”bay ve bayan” deme ihtiyacı duydu, bunu hiç düşündünüz mü? Her yeni bilgi öğrendiğimde Ata’ma tekrar tekrar sevdalanmak bu olsa gerek. Zira her yaptığı, her söylediği mutlaka Türk milletini yüceltecek hesaplar kitaplar üzerine olmuş. Gelelim bayan nedir, kökeni nerden gelmiştir? "Türkçe’deki 'bayan' kelimesi, Fransızca kökenli bir sözcüktür. "Bâton", "batôn" gibi eski Fransızca kelimelerden türemiştir ve aslında "baston" anlamına gelir. "Bay" kelimesi Türkçe kökenlidir ve aslında "ağaç" anlamına gelir. Ancak zamanla bu kelime, Osmanlı İmparatorluğu döneminde devlet görevlilerine hitap etmek için kullanılmaya başlanmıştır. Bu nedenle, "Bay" kelimesi bugün genellikle erkeklerin soyadlarının önüne eklenerek kullanılan onure edici unvandır. "Bayan" kelimesi, Osmanlı Türkçesi'nde "Hanım" kelimesinin kısaltması olarak ortaya çıkmıştır. Osmanlı döneminde, saray ve soylu sınıflar arasında kullanılmıştır. Bay kelimesi eski Orhun yazıtlarına kadar gider, zengin soylu varlıklı anlamına gelmektedir. "BAYKAL" kelimesinin anlamı da buradan gelmektedir, zengin kal, varlıklı kal anlamındadır. gel zaman git zaman bu bay kelimesi erkekler için kullanılan ve bundan türeyen bayan kelimesi de kadınlar içi kullanılmaya başlandı. Sözün Kısası; Yeni kurulmuş bir cumhuriyetin, savaşlarda bitap düşmüş bir ulusun halkına “baylar ve bayanlar” diyerek hitap eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk, onların şunu fark etmelerini sağlamıştır. “Türk halkı soyludur, Türk halkı zengindir ve varlıklı kalacaktır. Seçilmişler diye bir şey yoktur ve Türk Ulusunun her bireyi, soylularla da zenginlerle de eşitti ve böyle kalacaktır…” Şimdi, sizlere soruyorum; anlamı, kökeni bakımından bu kadar derin olan, “bayan, bay” kelimesine hala takılmaya devam mı edeceğiz? Şimdilik her zaman olduğu gibi hoşça kalın, akıl ve beden sağlığınızı korumaya çalışın! Seray LEVENT ÖZGECAN Çocuk Yuvası ve Kulübü ‪0322.4582496-4583053‬ www.ozgecancocuk.com https://www.facebook.com/ozgecancocuk

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Dünün Ardından…

Neden Küpe Takarlar?

Hadi Yine İyiyiz…